Kayıtlar

2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

ÇOK BÜYÜK BİR KARADELİK HIZLA DÜNYA'YA YAKLAŞIYOR !

Resim
Çok büyük bir kara delik, dünyaya doğru yaklaşıyor. Astronomlar, bu kara deliğin dünyayı bir gün yok edeceğine dair ciddi bir uyarıda bulundular. Güneşten milyonlarca kat daha fazla kütleye sahip bu kara delik, Dünya’ya doğru geliyor ve görünen o ki bir gün dünyayı silip süpürecek. Saniyede 110 kilometre hızla bize doğru yaklaşan kara delik, Andromeda Galaksisi’nin merkezinde bulunuyor. Andromeda Galaksisi, Samanyolu'nun en yakınında bulunan ve çok daha büyük olan bir komşusu. Bir çok galaksinin merkezinde çok büyük kütleli bir kara delik bulunur. Etrafında yıldızların döndüğü kara delikler, her şeyin biçimini korumasını sağlarlar. Fakat Samanyolu ile Andromeda arasındaki çekim gücü o denli yoğundur ki, birbirlerine doğru çekilmektedirler ve bir gün çarpışacak olmaları kaçınılmaz. Uzayla ilgili bir web sitesi olan ‘Universe Today’in yayıncısı Fraser Cain yazdığı bir yazıda “Samanyolu’nun merkezinde bir kara delik var. Üstelik sıradan bir kara delik değil. Güneş’in kütle...

GEZEGENLERE YOLCULUK : MERKÜR

Resim
Merkür ya da Arapça ismiyle Utarit, Güneş’e en yakın gezegendir ve sistemin en küçük gezegenidir. Adını Roma mitolojisindeki yolculuk tanrısı ve tanrıların habercisi olarak bilinen Merkür adlı tanrıdan almıştır. Venüs, Yer ve Mars ile birlikte karasal gezegenler sınıfını oluşturur. Uydusu yoktur. Yörüngesi oldukça basıktır. 5,43 g/cm³ lük ortalama yoğunluğa sahiptir ve bu, Yer’in ortalama yoğunluğuna yakın bir değerdir. Yüzeyde sıcaklık gece ve gündüz arasında oldukça büyük farka sahiptir. Gündüz 457 °C civarındayken, gece -173°C’ye kadar düşmesinin ve aradaki bu büyük farkın sebebi, atmosferinin son derece zayıf olması ve ısının konveksiyon yoluyla taşınamamasıdır. Albedo değeri yaklaşık olarak 0,12’dir, yani yüzeye düşen güneş ışınlarının yaklaşık onda birini yansıtmaktadır. Zayıf atmosferinde genel olarak moleküler oksijen, sodyum ve hidrojen bulunur. Kendi etrafındaki dönüşüyle Güneş etrafındaki dolanma süresi birbirine eşit olduğundan (58,646 gün) Güneş’in görünür hareketi çok...

ANONYMOUS'DAN ŞOK İDDİA : NASA UZAYLILARIN VARLIĞINI AÇIKLAMAK ÜZERE !

Resim
Anonymous'tan çılgın bir iddia geldi. Eğer bu iddia doğru ise insanlık tarihi tam bir dönüm noktasında olabilir. Özellikle geçtiğimiz yıl, gündemde adından sıkça söz ettiren hacker grubu Anonymous, bir süredir sessizliğini korumaktaydı. Fakat grubun bu sessizliği, yeni bir açıklama ile bozuldu. Üstelik çok da fazla ses getirecek bir açıklama. Daha önceden de pek çok kurum ve organizasyona yönelik faaliyetleri ile bilinen Anonymous'un bu kez hedefinde NASA vardı. Ve Anonymous, NASA ile ilgili öyle bir şey açıkladı ki, eğer bir gerçeklik payı varsa yer yerinden oynayabilir. NASA ile ilgili yeni bir video yayınlayan Anonymous, NASA'nın sözcülerinden Profesör Thomas Zurbuchen'in ABD Bilim, Uzay ve Teknoloji komitesi toplantısında söz alarak, Dünya dışı karasal yaşamın, yani uzaylıların varlığını ilan ettiğini iddia etmekte. Anonymous'un açıkladığına göre Zurbuchen konuşmasında, "Medeniyetimiz, evrendeki yabancı hayatın kanıtlarını keşfetmenin eşiğinde"...

1 HAFTA NEDEN 7 GÜNDÜR ?

Resim
İnsanoğlu ilk zamandan bu yana zamanı ölçmek adına çeşitli ölçü birimleri kullanmışlardır. Misal Güneş’in 2 doğumu arasındaki geçen süreye gün denmektedir. Sayılarda olduğu gibi zamanda da daha büyük rakamlar ortaya çıkınca Ay’ın her iki hilali arasında geçen süreye “Ay” diyerek daha uzun bir zaman birimi oluşturuldu. Ancak orta bir kavram yoktu ve gün ve ay arasına daha kısa bir zaman dilimi gerekiyordu. Bunun için tekrar gökyüzüne bakan insanoğlu Ay’ın değişik hareketlerini inceledi. Hareketlerin düzenli olması gayet mantıklı gelince resimde de gördüğünüz üzere her evre arasındaki süreye hafta adı verildi ve bu süre yaklaşık 7 güne karşılıktı. Ayrıca 1 ay 4 hafta olduğu için dördün kelimesi de buradan gelmektedir Eski çağlarda kullanılan bu basit takvim, bizdeki 1 yıl gibi ilerliyordu. Bu takvimi kullanan bir toplumda geçen 1 asır bizde sadece 8 yıla denktir. 50 Yaşında olan birisi ise aslında 4 yaşında olacaktır Zamanla yerleşik hayata geçildi ve tarım yapılmaya başlandı faka...

DÜNYA ANİDEN DURURSA NE OLUR ?

Resim
Dünya, biz fark etmesek de kendi etrafında saatte yaklaşık 1670 kilometre hızla döner. Bu hız ekvatordan kutuplara gidildikçe azalır vesaire vesaire. Şimdi biz, gezegenimiz aniden dursaydı neler olurdu ona bakacağız Gezegenimiz aniden durduğu an eylemsizlik yasasına göre yeryüzü üzerindeki cisimler hızını korumak saatte yaklaşık 1670 kilometre hızla hareket etmeye devam edecekler. Bu da ülkelerin dev tsunamilerle sular altında kalacağı, insanların ve dünya üzerinde bulunan her şeyin büyük bir hızla fırlayacağı anlamına gelir.. Kendinizi düz bir yolda saatte 90 kilometre hızla giden bir dolmuşta ayakta yolculuk yaparken düşünün. Dolmuş aniden durunca herkes gibi siz de anında yere yapışırsınız. Hatta bazı yolcular camdan dışarı fırlayabilir. Aynı durumu burada da görmek mümkün. Kutuplarda yaşayanlar ise bize göre çok daha az bir sarsılma yaşayacak ancak kaçınılmaz son onları da beklemekte. Dünya aniden durursa okyanus suları kutuplara doğru kayacak ve bu simulasyonda da görüldüğ...

ASTROLOJİ BİR BİLİM DALI MI ?

Resim
Astroloji nedir peki? Basitçe; yıldızların ve gezegenlerin belli dönemlerdeki konumlarına bakarak geleceği tahmin etmek veya kişilerin karakter yapıları üzerine analizler yürütmektir. Peki bilim nedir? Basitçe; Doğa olaylarını kanıtlara dayanan, kontrollü ve tekrar edilebilen deney ve gözlemler yoluyla açıklamaya çalışmak. Bilim budur, bir sistematiği, kuralları ve sınanabilir çıkarımları vardır. Astrolojinin bulguları ise hiçbir şekilde sınanamaz. Bir astroloğun yaptığı tahminlerin ne oranda doğru çıktığı ve aynı konu hakkında farklı astrologların yorumlarının ne kadar birbirini tuttuğuna dair hiçbir istatistik veya elle tutulabilir bilgi ortaya konulamaz. Bu çıkarım ve tahminlerin hepsi birbirinden farklıdır ve tümü birbiriyle az veya çok çelişir. Bir astroloğun tahminlerinin pek azı gerçek hayatta gerçekleşir… Özetle, astrologların öngörülerinin %90’ı çöptür. Fakat çöp olan %90’ı değil, ara sıra “tutan” %10’u sürekli öne sürülür. Fakat takdir edersiniz ki, %10’luk “tutturma”...

IŞIKTAN OLUŞAN TEORİK KARA DELİK : KUGELBLİTZ

Resim
Kara delikler genellikle çok miktarda maddenin küçük bir hacme sıkıştırılarak yüksek yoğunluğa getirilmesiyle oluşur. Peki videonun başlığında geçen “kugelblitz” nasıl olur da ışıktan oluşabilir? Zira fotonun kütlesiz olduğunu söylüyoruz. Elimizde kütle, yani madde yoksa, bunu nasıl başarabiliriz? 1955 yılında, kara delikler teorisinin önde gelen isimlerinden biri olan John Wheeler, yeterli miktardaki enerjinin bir alana odaklanması durumunda, bunun, Schwarzschild denklemleriyle açıklanabilecek mikroskobik bir kara delik oluşturacağını ileri sürdü. Fotonların kütlesiz olduğunu kabul ediyoruz, ancak enerji taşıdıklarını da biliyoruz. Meşhur E=mc^2 formülü, satır arasında bize aslında bir şey söyler. Kütle çekim kuvveti maddeye de enerjiye de aynı şekilde davranır ve ikisini de çekebilir. Bu durumda bir olay ufku oluşturabiliyorsak, bunun madde ya da enerjiden oluşmuş olması olay ufkunun (daha doğrusu kütle çekiminin) umurunda değildir. Yani özetle uzayda ufacık bir noktaya ...

IŞIK VE UZAY-ZAMAN DOKUSU

Resim
Bildiğiniz üzere kozmos, uzay-zaman dokusu adı verilen 4 boyutlu bir yapıya sahiptir. Aslında 3 boyutlu bir yapısı olan uzay, zaman kavramının eklenmesi ile bir boyut daha kazanarak 4 boyutlu bir hale dönüşür. Buradan zamanın boyutsal bir yapı olduğunu söyleyebiliriz. Konumuza dönecek olursak, bu uzay-zaman dokusunun en önemli özelliklerinden biri bükülebilir bir yapısı olmasıdır. Bu bükülüm Uzay’ın içerisinde bulunan birçok gökcisminin kütlesi sonucu oluşur. Hatta çok büyük kütleye ve yoğunluğa sahip kara delikler uzay-zaman dokusu üzerine öyle bir büküm gücü uygular ki en sonunda kara delik büktüğü uzay-zaman dokusunu yırtar. Daha doğrusu kara deliğin dokuyu yırttığı düşünülmektedir. İşte kara delik gibi güçlü kütle-çekim kuvvetine sahip olan cisimlerin uzay-zaman dokusunda meydana getirmiş olduğu çukurlar uzay’daki hiçbir cismin düz bir çizgide yol almasına müsaade etmez. Çünkü yol alacak cisim her halükarda bir çukura yakalanacak ve izlemiş olduğu yoldan farklı bir yola sapacakt...

DÜNYA'YA BENZER BİR UYDU : TİTAN

Resim
Titan veya Satürn VI, 25 Mart 1655 tarihinde Hollandalı gök bilimci Christiaan Huygens tarafından keşfedildi.Kendisi Satürn’ün en büyük (boyut olarak) ve en yoğun atmosfere sahip olan uydusudur. Her ne kadar Satürn VI olarak adlandırılsa da Titan, Satürn’e yakınlık sıralamasında 19. sırada yer almaktadır. Dünya dışında yüzeyinde kararlı sıvı bulunduran 2. gök cismi olan Titan’ın yüzeyinde bulunan sıvının Dünya’daki sıvıdan tek farkı metan gazı fazında olmasıdır. Metan gazından oluşmuş olan denizlere ve göllere sahip olan Titan’da yaşamın metan gazına göre şekillenmiş olması çok muhtemel. Çünkü Dünya’daki yaşam sudan karaya doğru bir ilerleme ile meydana gelmiş ise aynı şey Titan’ın metan denizlerinde ve göllerinde meydana gelmiş olabilir. Bir diğer neden ise Titan’ın atmosferinin Dünya atmosferine en çok benzeyen gök cismi olmasıdır. Öyle ki Titan’ın atmosferinde bulunan Nitrojen %98,5 değerindeyken Dünya’nın atmosferinde bulunan Nitrojen oranı %78,08 oranındadır. Aynı zamanda Titan...

ANTİK UZAYLI KAFATASI SAFSATASI

Resim
Tahmin edeceğiniz üzere, görselimizin alt sırasında yer alan kafatasları bizim UFO’cular tarafından “uzaylı” ziyaretçilere ve başka mistik gizemli sırlara örnek olarak gösteriliyor. Değil mi ki uzun kafatası büyük beyin, büyük beyin yüksek zeka, yüksek zeka da uzaylı demek. Öyle mi peki? Pek büyük bir sır değil aslında. Dünyamızda bazı kültürlerde, kafa uzunluğu güzel, hatta gurur duyulacak, statü kazandıracak bir şey olarak görülür. Hani bizlerin dövme yaptırması, sünnet olması, kaşa göze göbeğe piercing taktırması gibi. İşte bunlar da çeşitli yöntemlerle çok küçük yaşlardan itibaren kafatasını sarıp sarmalayıp sıkıştırarak çocukların uzun kafalara sahip olmaları için uğraşıyorlar. Bu kültürel olgu herkesçe bilinmesine rağmen, geçmiş dönemde yapılan bu uygulamalardan kalma kafatasları uzaylılardan, farklı insan türlerine kadar pek çok mistik hikayeye esin kaynağı olmaya devam ediyor. Çünkü biliyorlar ki, dünya kültürlerine meraklı az sayıda insan dışında kimse bu durumun neden...

ÜNLÜ ASTRONOM STEPHEN HAWKİNG'İN 10 SÖZÜ

Resim
1) Kara delikleri göz önünde tuttuğumuzda, belli ki Tanrı yalnızca zar atmakla kalmıyor, ayrıca gözleri kapalı oynuyor ve ara sıra da zarları görülemeyecek yerlere atıyor. 2) Kara delikleri göz önünde  tuttuğumuzda, belli ki Tanrı yalnızca  zar atmakla kalmıyor, ayrıca gözleri  kapalı oynuyor ve ara sıra da zarları  görülemeyecek yerlere atıyor. 3) Hayatım boyunca büyük sorularla  yüzleşmekten büyük zevk aldım ve  onlara bilimsel yanıtlar vermeye  çabaladım. Belki de bu yüzden fizik  üzerine yazdığım kitaplarla  Madonna’nın seks üzerine yazdığı  kitaplardan daha çok kitap sattım. 4) Biz, oldukça ortalama bir yıldızın  ufak bir gezegenindeki gelişmiş  maymun türleriyiz. Fakat evreni  anlayabiliyoruz. İşte bu bizi çok  özel kılıyor, 5) Evrenin sınırlılığı hakkında çok  önemli bir şey olmalı, sınırsız bir  evrenden daha özel ne olabilir? 6...

EVRENİN SONU NASIL OLACAK ?

Resim
Evrenin sonuna dair başlıca 4 teori var. Sırayla bakalım; 1- Büyük Donma Evrenin ısı farklarının ölümüne dayalı olan sonu…Isı ölümü başladığında, yani ısı farklılıkları ortadan kalktığında, evrende var olan her madde ölecek ve çürüyecek. Geriye kalacak şey ise radyasyon ve bazı parçacıklar. Bunların enerjisi de zamanla sıfıra indirgenecek. 1800lerde evrenin ancak bu şekilde sona ereceği düşünülüyordu. Genel izafiyet teorisi geliştirilene kadar… 2-Büyük Çöküş Evren genişlemeye devam edecek ve bu genişleme ne hızda olacak? Bunun cevabı madde fazlalığına bağlı. Eğer çok fazla madde varsa evrenin genişlemesi yavaşlayacak ve bir noktadan sonra tersine, gittikçe küçülmeye başlayacak. Isı artacak, yoğunluk artacak ve sonunda evren kendi içine çökecek. Karanlık enerji fikrinin ortaya çıkması ve evrenin genişlemesinin gittikçe hızlandığının keşfedilmiş olması, madde miktarının evrenin sonunu belirleyemeyeceğini gösterdi, çünkü karanlık enerji çökmenin başlangıcı olacak olan yavaşlama...

GÜNEŞ'E 1 CM YAKIN-UZAK OLSAYDIK ÖLÜR MÜYDÜK ?

Resim
Mutlaka hepiniz duymuşsunuzdur “Güneş’e 1 cm daha yakın olsaydık yanardık” ya da “Güneş’ten 1 cm daha uzak olsaydık donardık” türünden iddiaları. Öncelikle, genellikle buna karşı yapılan yanlış bir savunmadan bahsedelim. Neden bahsediyorum? Şundan; savunma yapanlar der ki, Yer’in yörüngesi eliptiktir. Yani Güneş etrafında tam bir çember çizmediği için, zaten Güneş’e yaklaşır ve ondan uzaklaşır. Evet, bu doğru bir bilgidir. Dünya’nın Güneş’ten en uzak olduğu nokta 1.521×108 km; ona en yakın olduğu nokta ise 1.471×108 km‘dir. Bu yaklaşıp uzaklaşmaların ortalaması olan 1.496×108 km, astronomide 1 astronomi birimi olarak kullanılır. Görüldüğü gibi bilgide sıkıntı yok, ama aranan cevap bu değil. Meselemiz farklı. İddia sahipleri der ki, eğer bu yaklaşıp uzaklaşan yörüngenin 1 cm dışına çıksaydık haşlanırdık, donardık vesaire…Peki gerçekten öyle mi olurdu? Bir gezegende yaşam olabilmesi için, bazı koşullar olmazsa olmazdır. Bir yıldıza yeterince yakın olmak, ancak başka bazı gök...